Sanat ve Özgürlük
Dr. Tuncay Gezgin
Tarih boyunca insanlar hep özgür olmak için mücadele etmişlerdir. Zira en temel
hakkıdır özgür olmak insanın. Varlık sebebidir. Bilir ki hakikatin aranması, bulunması ve
tatbiki için gerekli akli ve ahlaki olgunluk tam bir özgürlükle mümkündür. Ve insan hep
hakikati arzular. Eğer aklı yerindeyse, elinden alınmadıysa sahteye katlanamaz.
İnsan için özgürlük yoksa cehalet vardır. Çünkü bilgi ancak özgürlükle elde edilir. Hatta
bilmek sadece özgür olan insanın hakkıdır. Öte yandan insan özgür olduktan sonra
bilebilir ama sadece bilmekle özgür olmaz. Bilmekle ele geçireceği şey, daha çok
bilgidir. Günümüzün ispat ettiği gibi daha çok bilgi daha çok özgürlük anlamına hiç
gelmez.
Sırf bilmek özgürlüğün yerine tercih edilecek bir şey değildir. Bilerek, daha çok bilerek
doğaya egemen olmak, dünyaya diz çöktürmek, bilginin sonsuz ekseninde kalıp onun
emrine girmek hayatımızın amacını es geçtiğimiz takdirde hiç bir şey ifade etmeyecektir.
Genişlediğini sandığımız ufkumuz gittikçe daralacaktır.
Ufkumuz özgürlükle ancak sınır tanımaz. Özgürlük, sadece, insanın zaman zaman
kullanacağı yahut kullanıp kullanmamakta serbest olduğu, kanunla belirlenen, kah
genişletilip kah kısıtlanabilen sosyal, siyasal bir hak değildir. Kapsamı onun çok
ötesindedir. Özgür olmak insan için bir vazifedir. O kendi tekamülü için ihtiyaç duyar bu
vazifeye.
Sanatın da nefes aldığı zemin özgürlüktür. Bilgiden çok özgürlükle beslenir. Bilgi
biriktirmez. Bilgiye bağlanmaz. Bilgiden bilgi elde etmekle uğraşmaz. Hayal gücünün
de, yaratıcılığın, ilhamın da kaynağı özgürlüktür. Sanat diğer entelektüel uğraşlar gibi iş
görmez. Onlar gibi dünyayı anlamamıza değildir katkısı.
Meşhur Rus yönetmen Tarkovsky’nin çok doğru şekilde vurguladığı gibi sanat insanın
kendi manevi yeteneklerini arttırır ve onun kendini aşmasına, hür irade dediğimiz şeyi
kullanabilmesine yardım eder. Demek ki sanat hem özgürlükten beslenmektedir hem
özgürlüğü besler. Sanat insanın kendini hapsetmesine hep karşı olmuştur. Onun bir
çember içine alınmasına, iradesinin sınırlanmasına, zihninin bulandırılmasına, aklının
köle edilmesine gerçek sanat hiç hizmet etmemiştir.
Sanatın öncelikli gayesi, insanın hakikati tatbik için aldığı yolda, maneviyatını
geliştirmesi için ona rehberlik etmektir. Sanat insana tekamülünde yapacağı bu rehberliği
tam bir özgürlükle gerçekleştirecektir. İnsanın kendi içinde varlığını her daim hissettiği
ve tarih boyunca uğruna mücadele ettiği özgürlük vasıtasıyla.
Sanatın özgürlükle var olmayacağı yerde insan her şeyiyle, duyguları, düşünceleri,
varlığıyla yarım kalacaktır. Bu yüzden kendi içine inmeye çalışmayacaktır. Çalışsa da
zorlanacaktır kuşkusuz. Dışta arayacaktır kendisini. Sadece bir yansımasının olduğu
yerde. Yaşayacaktır ama gerçekte bilmeyecektir yaşadığını.
0 Yorum “Sanat ve Özgürlük”