“Ben resim yaparak hayatın içindeki anlamıyla ya da anlamsızlığıyla kendi izimi sürmeye çalışıyorum.”

Ebru Dede (1975), Sanatçı ve Akademisyen

10 Yıl dış ticaret alanında çalıştıktan sonra tekrar eğitim hayatına geri dönerek Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü mezunu olan sanatçı, lisans eğitimi döneminde Erasmus aracılığıyla İtalya’nın L’Aquila kentinde bulunan Accademia di Belle Arti’de çeşitli dersler aldı. Yüksek lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Müze Yönetimi Bilim Dalında tamamladı. Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Doktora Programını bitirdi. 10 Yıl Kadir Has Üniversitesi’nde Grafik Tasarımı Önlisans Programında Öğretim Görevlisi olarak çalıştı. 2019 Yılından itibaren Maltepe Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümünde Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır. Yurt dışından aldığı davetlerle katıldığı uluslararası sergi, bienal, festival gibi etkinliklerin yanı sıra, başvurup kabul edildiği uluslararası sempozyum ve artist residency tecrübeleri olmuştur.

Davetli Sanatçı Olarak Katıldığı Uluslararası Etkinlikler:

2019, “Consciousness” Anima Mundi ITSLIQUID International Art Festival Venice, Italy

2018, “Water for Life” International Art Exhibition, Niagara Falls History Museum, Ontario, Canada

2017, “EnterCity TurinVideo”, Cavallerizza Reale, Turin, Italy

2015, “X Edition Florence Biennale” Florence, Italy

2013, “Blue & White” Catalin Alexandru Chifan & Ebru Dede, Ion Irimescu Art Gallery, Suceava, Romania

 

Diğer Uluslararası Etkinliklerden Bazıları:

2016, “Camac Artist Residency Program” Marnay Sur Seine, France

2015, “Art Fair B.AGL Berlin Art Goes Live 2015” Berlin, Germany

2013, “International Art Symposium”, Zervas Art, Patra, Greece

 

Kişisel Sergileri:

2017, “Suyun Hayali” Kişisel Resim Sergisi, D-Marin Yacht Club, Turgutreis, Bodrum

2014, “Aşkın Ritminde” Kişisel Resim Sergisi, Bahariye Sanat Galerisi, İstanbul

2013, “Kadın ve Kimlik” Kişisel Resim Sergisi, Cem Karaca Kültür Merkezi, İstanbul

 

Röportajlar:

https://www.youtube.com/watch?v=7AYB3qRp-zc

https://www.youtube.com/watch?v=JhCHftvFGEE

 

İletişim Bilgileri:

 

Eposta: ebru012@gmail.com

Web Sitesi: www.ebrudede.com

Sosyal Medya: @ebru_dede_art

 

 

 

 

Kişisel Resim Sergisi Planı: “Öznenin İmkânsızlığı”

Prof. Dr. Rıfat Şahiner’in danışmanlığında 2018 Yılında tamamladığı “Postyapısalcı Argümanlar Ekseninde Özne ve İktidar İlişkisi Bağlamında Bir Kimlik Olarak Sanatçı” başlıklı doktora tezinden sonra Marcus Steinweg’in Tutarsızlıklar ve Aşikârlıklar Dehşeti Sahte Keskinlikler isimli kitaplarından esinlenerek ürettiği resimlerinden oluşan kişisel bir sergi planlamaktadır. Resimleriyle öznenin siyasi yapılanmalarla şekillenen toplumsal normlara uyum sağlayabilmek adına kendisini gerçekleştirmesinin imkansızlığını anlatmaya çalışmaktadır.

Postyapısalcılık döneminde sistemin zayıf kurgusu yapıbozuma uğrarken görmezden geldiğimiz ve sessiz kaldığımız toplumsal normlara daha objektif olabilmek adına artık belli bir mesafeden bakmaktayız. Bu mesafe aynı zamanda kendi geçmişimizle geleceğimiz arasındadır, çünkü bugüne kadar düşünce yapımızı oluşturan bakış açısıyla aramızdaki dengeyi sağlamak cambaza özgü bir beceri gerektirecektir. Doğayı kirleterek ya da ona zarar vererek üzerimize giydiğimiz giysilerin temsil ettiği geçmişten gelen anılar mesafeyi korumayı güçleştirirken kendi hakkında konuşabilmek için yeni enerji formlarına ihtiyaç duyulacaktır. Toplumsal bellekte yapılaşmış dilin yapısökümündeki kelimeler, renklenerek dönüşüm geçiren kültürel çevrede süzülürken bazen kendi yarınından ziyade dününe uçarcasına dönmek ve huzura kavuşmak daha kolay olacaktır. Kendi arandaki bu dengeyi korumak yarına ulaşmaktaki gücü sağlayacaktır.

Lacan’ın söylediği gibi söylemsel dilde yer almayan kadın, bedeninin anneliğe özgü işlevleriyle kültürel yapı içinde hiyerarşik olarak geri plandaydı. Diğer taraftan Freud’un belirttiği gibi kadının zihinsel yapısı bilinmemekteydi. Feminizmden postfeminizm ve posthumanizm dönemine kadar olan süreçte kadın kendi bedeni üzerindeki hakimiyetini ele alma çabasındadır. Bu çaba içinde kadın, bugüne kadar öğretilen gelenekleşmiş kültürel kodlardan ne kadar bağımsız ve ne kadar özne olabilmektedir? Halen geleneksel kültürel yapı ile kendi arzuları arasında bir denge sağlamaya çalışmakta ve bu değişken, akışkan süreçte özne olmakla bedeninin yükünü taşımak arasında neyin daha adil olduğuna her daim karar vermek durumundadır.

Marcus Steinweg, “Tutarsızlıklar” adlı kitabının çeşitli bölümlerinde özne olma konusuna değinir. Özne olabilmek için kişi kendisini kavramalı, kavrayabilmek için dışarısını düşünmeli, kendisinin sınırlarını aşmalı hatta kendi kendisinin ötesine geçerek kendisine karşı olabilmelidir. Özne kendisine bir yolculuk deneyimlemektedir. Bu yolculukta gerçekliğin istikrarsızlığını, kendi dünyasının tutarsızlığını ve belirsizliğe açılan yolu kavrar. Öznenin kendi yolculuğunun sonuna ulaşabilmesi, kendi tutarsızlıklarını keşfetmesine ve istikrarını bozmasına bağlıdır. Özne, kendisine dışarıdan bakabilmek için kendisine yolculuk yapmayı deneyimlemeli ve halen kendi mahiyetindeyken sınırlarına varabilmelidir.